bilgiliadam
Yeni Üye
Cahit Sıtkı Tarancı Şiirleri Kısa ,
Sanatkarın Olumu
Gitti gelmez bahar yeli;
Şarkılar yarıda kaldı
Butun bahceler kilitli;
Anahtar Tanrıda kaldı
Geldi cattı en son olmek
Ne bir yemiş, ne bir cicek;
Yanıyor guneşte petek;
Butun bal arıda kaldı
Cahit Sıtkı Tarancı
Perişan Sofra
Oldu; ne ruzgarlar girdi iceri,
Ne bir kuş havalandı pencereden
Oldu; kimse gormedi melekleri;
Sorma nasıl habersiz gitti giden
Bir uzun sefere cıktı, diyorlar;
Gemiyi goren var mı? hani deniz?
Sen gittin, soframız oldu tarumar;
Doğan gunu yadırgıyor halimiz
Cahit Sıtkı Tarancı
Olumden Sonra
Olduk, olumden bir şeyler umarak
Bir buyuk boşlukta bozuldu buyu
Nasıl hatırlamazsın o turkuyu,
Gok parcası, dal demeti, kuş tuyu,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak
Şimdi o dunyadan hic bir haber yok;
Yok bizi arayan, soran kimsemiz
Oylesine karanlık ki gecemiz
Ha olmuş, ha olmamış penceremiz;
Akar suda aksimizden eser yok
Cahit Sıtkı Tarancı
Mezarlık
Ve şehrin şenliğine karşılık
Susar servileriyle mezarlık
Susar ve hatırlar: Bu kırık
Aynadaki hazin perişanlık
Sizindir, siz gafil, siz bihaber
İnsanlar bilseydiniz ne bekler
Bir gun acmak icin bu cicekler;
Olulerin sukUnu cicekler
Cahit Sıtkı Tarancı
Yalnızlığa Dair
Can yoldaşın olmazsa olmasın
Yalnızım diye hayıflanmayasın,
Eğilmiş ustune gokyuzu masmavi
Bir anne şefkatine musavi
Uc adım otede deniz
Dosttur, ne ofkesi ne durgunluğu sebepsiz
Bir derdin varsa acabilirsin ağaclara
Ağac yaprak verir, sır vermez ruzgara
Ve kış yaz,
Dalda kuş eksik olmaz
Dağ başında duman
Yalnızlık nedir goreceksin
olduğun zaman
Cahit Sıtkı Tarancı
Aşk İle
Baktım ki gokyuzu baştan başa bulut
Unut diyor o guzel gunleri unut
Baktım ki deniz her dalgasıyla duşman
Kuşlar av peşinde balıklar pusuda
Cok gerilerde kalmış cıktığım liman
Yok gorunurde sığınacak bir ada
Baktım ki o musibet gun gelip catmış
Yolcusunda tayfasında şafak atmış
Ne yelken kar eder ne kurek ne istim
Dayandım aşk ile yuruttum gemiyi
Aşk ile koskoca dağları duz ettim
Avladım sonunda o civan kekliği
Cahit Sıtkı Tarancı
Kulak Ver Ki
Kulak ver ki havasında bahcemizin,
Gok maviliğinden, dal yeşilliğinden
Bir turku soylenmede kendiliğinden;
Nasıl dinlersen oyle, sen veya hazin
Kulak ver, dolaşan ruhumuzu tel tel;
Dallardaki tomurcukları urperten
Bir turku soylenmede kendiliğinden;
Dinlenmedikce omrun artar, oyle guzel!
Cahit Sıtkı Tarancı
Korktuğum Şey
Gun cekildi pencerelerden;
Aynalar baştan başa tenha
Ses gelmez oldu bahcelerden;
Gok kubbesi dondu siyaha
Sular kesildi ceşmelerden;
Nerden dolacak bu taş nerden,
Nergislerin actığı yerden
Ey kuş ucurtmıyan ejderha?
Ne yardan gecilir, ne serden;
Korkuyorum bu gecelerden
Bel bağladığım tepelerden
Cahit Sıtkı Tarancı
Karasevda
Bir kere sevdaya tutulmaya gor;
Ateşlere yandığının resmidir
Aşık dediğin, Mecnun misali kor;
Ne bilsin alemde ne mevsimidir
Dunya bir yana, o hayal bir yana;
Bir meşaledir pervaneyim ona
Altında bir omur done dolana
Ağladığım yer penceresi midir?
Bir koşeye mahzun cekilen icin,
Yemekten icmekten kesilen icin,
Sensiz uykuyu haram bilen icin,
Ayrılık olumun diğer ismidir
Cahit Sıtkı Tarancı
İlk Aşk
Felek ne kadar kahretse kalbimize,
Zaman zaman hatırladığımız olur,
Hangi dilber ilk aşkı tattırdı bize;
Bir bahtiyarla yaşadığımız olur
Ah o yaz gecesi, o mehtap, o havuz!
Balkonundan gul atan comert sevgili!
Aşkınla deli ane olduğumuz,
Sarmaşığa tırmandığımızdan belli
Belki bugun bu yaşta tekrar olunmaz,
İlk aşk gecesinin masum yeminleri,
Fakat nerde ilk opuşun verdiği haz?
Saadet bilmiyorum o hazdan gayri
Cahit Sıtkı Tarancı
Gunduz
Ey sakin suları karıştıran el,
Balıklara huzur vermiyen dalgıc,
Ey zenginle fakir, cirkinle guzel
Arasında keskin parlayan kılıc
Gunduz, ey sızlayan kalb, ağrıyan diş,
Ey yaşamaktaki tukenmez tasa,
Git sor nicin sana duşman kesilmiş,
Geceden geceye ucan yarasa
Cahit Sıtkı Tarancı
Hatıralar
Bilmem ki hatıralar,
Ne istersiniz benden,
Gelir gelmez sonbahar?
Bu kanad cırpış neden?
Cama vuracak ne var
Ey eski hatıralar
Sanmayın guller acar,
Bulbul değildir oten;
Bu ruzgar başka ruzgar
Ne istersiniz benden,
Bilmem ki hatıralar,
Gelir gelmez sonbahar?
Cahit Sıtkı Tarancı
Gun Olur Ki
Gun olur ki ne gokyuzu para eder,
Ne deniz kenarı, ne bağlar bahceler
Gun olur ki ne kız ne rakı ne şiir,
Hicbir sey insanı sarmaz, kandıramaz;
Her ceşmeden boş doner, elindeki tas
Gun olur ki cıldırmak işten değildir
Cahit Sıtkı Tarancı
Gun Eksilmesin Penceremden
Ne doğan gune hukmum gecer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan olumum gecer;
Sonra bu kuş, bu bahce, bu nur
Ve gonul Tanrısına der ki:
Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulum, yeter ki
Gun eksilmesin penceremden!
Cahit Sıtkı Tarancı
Şubat Gunu
Kim ne bilsin neydi beni uyutan?
Uyanmadığım o sabah uykudan
Henuz yaşıyordum yeniden yeni
Bir şubat gununun guzelliğini
Turku kalmasın diye soylenmedik,
Bendim o yağan kar, asude şenlik,
Dağlara, ovalara, şehirlere;
Sevgilinin hulyalarına gore
Cahit Sıtkı Tarancı
Sayıklıyan Ağac
Guzu duymıyagorsun ağac,
Artık her gunu bir işkence;
Bir hayale dalar her gece,
Başında gok urperen bir tac
Goz kırparken ona yıldızlar,
Baharında sanıp kendini
Cağırır eski bulbullerini
Agac pırıl pırıl sayıklar
Cahit Sıtkı Tarancı
Madem Ki Vakit Akşam
Mademki vakit akşam,
Madem ne evim barkım,
Ne de bir tek aşinam,
Acılsın gizli sofram,
Gelsin kadehte rakım,
Dostum, neşem ve şarkım!
Mademki vakit akşam!
Cahit Sıtkı Tarancı
Şaşırdım Kaldım
Şaşırdım kaldım nasıl atsam adım;
Gun kasvet gece kasvet
Bulutlar, sisler icinde bunaldım;
Gok mavisine hasret
Olmuyor seni duşunmemek Tanrım,
Ummamak senden medet
Suyun dibine vardı ayaklarım;
Suyun dibinde zulmet
Kalmadı umidin soluk ve cılız
Işığında bereket
Ve olum, kapımda kişner, sabırsız
Bir at oldu nihayet,
Cahit Sıtkı Tarancı
Bayram Yemeği
Korkarım felekte bir gun
Bir bayram yemeğinde
Anam, babam gibi kardeşlerim de,
En guzel dalgınlığında omrun
Beni gurbette sanıp
Keşke gelseydi bu bayram
Diyecekler
Ve birdenbire yurekler,
Aynı acıyla yanıp
Hepsinin gozleri yaşaracak
Olduğumu hatırlayarak
Cahit Sıtkı Tarancı
Sanatkarın Olumu
Gitti gelmez bahar yeli;
Şarkılar yarıda kaldı
Butun bahceler kilitli;
Anahtar Tanrıda kaldı
Geldi cattı en son olmek
Ne bir yemiş, ne bir cicek;
Yanıyor guneşte petek;
Butun bal arıda kaldı
Cahit Sıtkı Tarancı
Perişan Sofra
Oldu; ne ruzgarlar girdi iceri,
Ne bir kuş havalandı pencereden
Oldu; kimse gormedi melekleri;
Sorma nasıl habersiz gitti giden
Bir uzun sefere cıktı, diyorlar;
Gemiyi goren var mı? hani deniz?
Sen gittin, soframız oldu tarumar;
Doğan gunu yadırgıyor halimiz
Cahit Sıtkı Tarancı
Olumden Sonra
Olduk, olumden bir şeyler umarak
Bir buyuk boşlukta bozuldu buyu
Nasıl hatırlamazsın o turkuyu,
Gok parcası, dal demeti, kuş tuyu,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak
Şimdi o dunyadan hic bir haber yok;
Yok bizi arayan, soran kimsemiz
Oylesine karanlık ki gecemiz
Ha olmuş, ha olmamış penceremiz;
Akar suda aksimizden eser yok
Cahit Sıtkı Tarancı
Mezarlık
Ve şehrin şenliğine karşılık
Susar servileriyle mezarlık
Susar ve hatırlar: Bu kırık
Aynadaki hazin perişanlık
Sizindir, siz gafil, siz bihaber
İnsanlar bilseydiniz ne bekler
Bir gun acmak icin bu cicekler;
Olulerin sukUnu cicekler
Cahit Sıtkı Tarancı
Yalnızlığa Dair
Can yoldaşın olmazsa olmasın
Yalnızım diye hayıflanmayasın,
Eğilmiş ustune gokyuzu masmavi
Bir anne şefkatine musavi
Uc adım otede deniz
Dosttur, ne ofkesi ne durgunluğu sebepsiz
Bir derdin varsa acabilirsin ağaclara
Ağac yaprak verir, sır vermez ruzgara
Ve kış yaz,
Dalda kuş eksik olmaz
Dağ başında duman
Yalnızlık nedir goreceksin
olduğun zaman
Cahit Sıtkı Tarancı
Aşk İle
Baktım ki gokyuzu baştan başa bulut
Unut diyor o guzel gunleri unut
Baktım ki deniz her dalgasıyla duşman
Kuşlar av peşinde balıklar pusuda
Cok gerilerde kalmış cıktığım liman
Yok gorunurde sığınacak bir ada
Baktım ki o musibet gun gelip catmış
Yolcusunda tayfasında şafak atmış
Ne yelken kar eder ne kurek ne istim
Dayandım aşk ile yuruttum gemiyi
Aşk ile koskoca dağları duz ettim
Avladım sonunda o civan kekliği
Cahit Sıtkı Tarancı
Kulak Ver Ki
Kulak ver ki havasında bahcemizin,
Gok maviliğinden, dal yeşilliğinden
Bir turku soylenmede kendiliğinden;
Nasıl dinlersen oyle, sen veya hazin
Kulak ver, dolaşan ruhumuzu tel tel;
Dallardaki tomurcukları urperten
Bir turku soylenmede kendiliğinden;
Dinlenmedikce omrun artar, oyle guzel!
Cahit Sıtkı Tarancı
Korktuğum Şey
Gun cekildi pencerelerden;
Aynalar baştan başa tenha
Ses gelmez oldu bahcelerden;
Gok kubbesi dondu siyaha
Sular kesildi ceşmelerden;
Nerden dolacak bu taş nerden,
Nergislerin actığı yerden
Ey kuş ucurtmıyan ejderha?
Ne yardan gecilir, ne serden;
Korkuyorum bu gecelerden
Bel bağladığım tepelerden
Cahit Sıtkı Tarancı
Karasevda
Bir kere sevdaya tutulmaya gor;
Ateşlere yandığının resmidir
Aşık dediğin, Mecnun misali kor;
Ne bilsin alemde ne mevsimidir
Dunya bir yana, o hayal bir yana;
Bir meşaledir pervaneyim ona
Altında bir omur done dolana
Ağladığım yer penceresi midir?
Bir koşeye mahzun cekilen icin,
Yemekten icmekten kesilen icin,
Sensiz uykuyu haram bilen icin,
Ayrılık olumun diğer ismidir
Cahit Sıtkı Tarancı
İlk Aşk
Felek ne kadar kahretse kalbimize,
Zaman zaman hatırladığımız olur,
Hangi dilber ilk aşkı tattırdı bize;
Bir bahtiyarla yaşadığımız olur
Ah o yaz gecesi, o mehtap, o havuz!
Balkonundan gul atan comert sevgili!
Aşkınla deli ane olduğumuz,
Sarmaşığa tırmandığımızdan belli
Belki bugun bu yaşta tekrar olunmaz,
İlk aşk gecesinin masum yeminleri,
Fakat nerde ilk opuşun verdiği haz?
Saadet bilmiyorum o hazdan gayri
Cahit Sıtkı Tarancı
Gunduz
Ey sakin suları karıştıran el,
Balıklara huzur vermiyen dalgıc,
Ey zenginle fakir, cirkinle guzel
Arasında keskin parlayan kılıc
Gunduz, ey sızlayan kalb, ağrıyan diş,
Ey yaşamaktaki tukenmez tasa,
Git sor nicin sana duşman kesilmiş,
Geceden geceye ucan yarasa
Cahit Sıtkı Tarancı
Hatıralar
Bilmem ki hatıralar,
Ne istersiniz benden,
Gelir gelmez sonbahar?
Bu kanad cırpış neden?
Cama vuracak ne var
Ey eski hatıralar
Sanmayın guller acar,
Bulbul değildir oten;
Bu ruzgar başka ruzgar
Ne istersiniz benden,
Bilmem ki hatıralar,
Gelir gelmez sonbahar?
Cahit Sıtkı Tarancı
Gun Olur Ki
Gun olur ki ne gokyuzu para eder,
Ne deniz kenarı, ne bağlar bahceler
Gun olur ki ne kız ne rakı ne şiir,
Hicbir sey insanı sarmaz, kandıramaz;
Her ceşmeden boş doner, elindeki tas
Gun olur ki cıldırmak işten değildir
Cahit Sıtkı Tarancı
Gun Eksilmesin Penceremden
Ne doğan gune hukmum gecer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan olumum gecer;
Sonra bu kuş, bu bahce, bu nur
Ve gonul Tanrısına der ki:
Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulum, yeter ki
Gun eksilmesin penceremden!
Cahit Sıtkı Tarancı
Şubat Gunu
Kim ne bilsin neydi beni uyutan?
Uyanmadığım o sabah uykudan
Henuz yaşıyordum yeniden yeni
Bir şubat gununun guzelliğini
Turku kalmasın diye soylenmedik,
Bendim o yağan kar, asude şenlik,
Dağlara, ovalara, şehirlere;
Sevgilinin hulyalarına gore
Cahit Sıtkı Tarancı
Sayıklıyan Ağac
Guzu duymıyagorsun ağac,
Artık her gunu bir işkence;
Bir hayale dalar her gece,
Başında gok urperen bir tac
Goz kırparken ona yıldızlar,
Baharında sanıp kendini
Cağırır eski bulbullerini
Agac pırıl pırıl sayıklar
Cahit Sıtkı Tarancı
Madem Ki Vakit Akşam
Mademki vakit akşam,
Madem ne evim barkım,
Ne de bir tek aşinam,
Acılsın gizli sofram,
Gelsin kadehte rakım,
Dostum, neşem ve şarkım!
Mademki vakit akşam!
Cahit Sıtkı Tarancı
Şaşırdım Kaldım
Şaşırdım kaldım nasıl atsam adım;
Gun kasvet gece kasvet
Bulutlar, sisler icinde bunaldım;
Gok mavisine hasret
Olmuyor seni duşunmemek Tanrım,
Ummamak senden medet
Suyun dibine vardı ayaklarım;
Suyun dibinde zulmet
Kalmadı umidin soluk ve cılız
Işığında bereket
Ve olum, kapımda kişner, sabırsız
Bir at oldu nihayet,
Cahit Sıtkı Tarancı
Bayram Yemeği
Korkarım felekte bir gun
Bir bayram yemeğinde
Anam, babam gibi kardeşlerim de,
En guzel dalgınlığında omrun
Beni gurbette sanıp
Keşke gelseydi bu bayram
Diyecekler
Ve birdenbire yurekler,
Aynı acıyla yanıp
Hepsinin gozleri yaşaracak
Olduğumu hatırlayarak
Cahit Sıtkı Tarancı